23 Ağustos 2010 Pazartesi

CARİYE


18.yy Osmanlı Sarayı Harem’inde imkansız bir aşk öyküsü...

Hepsi birbirinden güzel olan cariyelerin arasında aklıyla ve sıradışı kişiliğiyle öne çıkan bir cariye, sultanın yatağına yalnızca bir kez davet edilir, ve ona aşık olur. Yollamayacağı mektuplarına aşkını döker. Sultanın da ondan müthiş etkilendiğini, ancak çocukluğundan tahta çıktığı 50 yaşına kadar hapiste geçirdiği 44 yılın bıraktığı ruhsal bunalımlarla ondan kaçtığını, bu yüzden onu görmezden geldiğini bilmez.

Sultan da, cariye de, öyküsü diğerlerinden farklı olan yakışıklı bir harem ağasının tabloyu değiştireceğini farketmemektedir...

Harem olgusunda cinselliği; kaçan ile kovalayan rollerini yeni baştan ele alan bu romanda yazar, olaylara hem sanat tarihçisi, hem de kadın olarak, değişik perspektiflerden yaklaşmanın tadını çıkarıyor. Bir yandan da arka planda Topkapı Sarayı Harem’inde yaşam ayrıntılarını, Harem’in içyüzünü, buradaki düzeni, adetleri, eğitimi, törenleri, eğlenceleri, giysileri, mücevherleri, dekorasyonu keyifli bir dille yansıtıyor.

Sultan Abdülhamid’in kadınlarından birine, Ruhşah’a yazdığı bilinen beş ateşli, içten, gerçek mektup romanın başlıca esin kaynağı.
Yazar arşivdeki bu mektuplardaki yakarışların nedenini, oraya kadar nasıl gelindiğini hayal ederek karşılığını kurgulamış, bu olağanüstü duygusal erkeğin karşısına ondan da çılgın, ondan da ateşli ve derinliği olan, zeki ve duygulu bir kadın koymuş.
Ve Harem’de geçen bir aşk masalı anlatmış.

Yazar'ın Resmi Web Adresi: http://www.gulirepoglu.net

Satın almak için: http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=116527&sa=63275408

BEĞENDİĞİM SÖZLER # 6

Birini sevmeye koyulmak başlı başına bir iş, bir girişimdir. Güç ister, yürek ister, körlük ister...Hatta başlangıçta öyle bir an vardır ki uçurumun üstünden sıçramak ister; düşünmeye kalkarsan aşamazsın onu...

JEAN PAUL SATRE