12 Temmuz 2010 Pazartesi

BEN TUZPARÇA YERDEYİM


ben tuzparça yerdeyim o bir düğüm dolaşık
ne karanlık bir gece arkası görünmüyor
yıldızları dökülmüş yaptığımız yanlışlık
başladığımız örgü nedense yürümüyor
model seçimi kötü hesaplaşması çok zor
halbuki bir zamanlar ne hızlı başlamıştık

sanki o karanfiller vazosunda duruyor
boğaz'ın laciverdine aydan dağılan ışık
eli saydam bir büyü elime dokunuyor
ikimiz sanki hayal tepeden tırnağa aşık
asla görülmeyecek bir filmde yaşamıştık
bugün vardığımız yer gözümü korkutuyor

o vücudunda rahat kendisiyle barışık
ben kendime kısayım bu aşk bana sığmıyor
neş'esi köpük köpük işi gücü taşkınlık
taşıdığım tasayı besbelli taşımıyor
benim varlığım her an korkudan aşınıyor
vehimlerim bir orman ıssızlığa alışık

ATTİLA İLHAN

Üstadın bu şiirini çok beğenirim. Kimi Sevsem Sensin, kitabının kenarda köşede kalmış bir şiiri "ben tuzparça yerdeyim". Şairin 12. yani son şiir kitabının bir şiiri aynı zamanda. Şiirin bilgi yayınevine ait baskısında "meraklısına notlar" bölümünde, bu şiire yer verilmediğinden şiirin yazım aşaması, şairine hissettirdikleri hakkında bir bilgiye sahip olamıyoruz. Bilen bilir, Attila İlhan'ın şiir kitaplarının son bölümünde, üstadın seçtiği şiirlerin hikayeleri yer bulur.

Dr. Yakup Çelik'in "Şubat Yolcusu" adlı Attila İlhan şiirleri üzerine yaptığı araştırmaları içeren kitabı da 11. kitap şiirlerine kadar okuyucuyu bilgilendiriyor. Anlayacağınız Attila İlhan'ın son kitabı "Kimi Sevsem Sensin..." hakkında detaylı bir çalışma yok henüz.

Şiiri -naçizane- beraber değerlendirelim o halde:

Şiirin bütününe göz attığınızda Attila İlhan şiirlerinde sıklıkla karşılaştığımız "imkansız aşk" temine rastlıyorsunuz. İmkansız Aşk temi ta Divan geleneğinden bu yana şiirimizin en önemli temalarından biridir. Modern çağın şairleri bu temi tabii ki Klasik devir şairlerine göre bambaşka açılardan işlemişlerdir. Ben Tuzparça Yerdeyim'de şair, şiir boyunca sevgilisiyle kavuşma arzusunu ve bu arzunun gerçeğe dönüşme ihtimalinin azlığını vurgulamaktadır. Şiirde şairin kendine göre gerekçeleri ve kaderin cilveleri bir arada sunuluyor.

(başladığımız örgü nedense yürümüyor
model seçimi kötü hesaplaşması çok zor) I.BENT

(ikimiz sanki hayal tepeden tırnağa aşık
asla görülmeyecek bir filmde yaşamıştık II.BENT
bugün vardığımız yer gözümü korkutuyor)

(o vücudunda rahat kendisiyle barışık III. BENT
ben kendime kısayım bu aşk bana sığmıyor)

Yukarıya aldığım bölümler şiiredeki imkansız aşk temini yansıtan en samimi dizeler bana göre.

Attila İlhan'ın şiirlerindeki imkansız aşk temini oluşturan ana unsur belki de aydın sorunsalını sonuna dek yaşayan bir adamın bu dizeleri kaleme almasıdır. Öyle ki "Sen Benim Hiçbir Şeyimsin" şiirini hatırlayanlar bilir, o ve onun gibi birçok şiirde kendine has sorunlarını, korkularını, umutlarını anlamayan, anlayamayan sevgiliye duyulan aşk, şair için de büyük sıkıntı yaratmıştır.

Ben Tuzparça Yerdeyim'in son bendine bakarsanız:
...
neş'esi köpük köpük işi gücü taşkınlık
taşıdığım tasayı besbelli taşımıyor
benim varlığım her an korkudan aşınıyor
vehimlerim bir orman ıssızlığa alışık...

dizelerini yazan şairin sevgi duyduğu, büyük ihtimalle de kendisine sevgi duyan insanla farklı dünyalara ait oldukları gerçeğini vurguladığını görürsünüz. Bu durum da şiirde imkansız aşk temini kuvvetlendirmiştir. Büyük şairlerin hemen hemen tamamında "anlaşılamıyorum","beni anlayan yok" sıkıntısını görebilirsiniz. Bu sorunsal sosyal dünyalarında onları yalnızlığa ittiği gibi böyle muhteşem şiirlerin de çimlenmesine vesile olmuştur.

Attila İlhan'ın bu güzel şiirinin ses unsurları ise muazzam denebilecek düzeyde. Üstad birçok şiirden bu konuya çok özen gösteriyor. İç kafiyeler ve dize sonu kafiyeleri, aliterasyonlar ve secilerle şiirlerini zenginleştiriyor. Bu şiirde de durum değişmemiştir. Öyle ki günümüzde ses unsuru pek fazla önemsenmese hatta basitlik olarak algılansa da Attila İlhan'ın vokabülariteyi önemsediğini ve bu durumun şiirleri okunur kıldığını görüyoruz.