11 Nisan 2010 Pazar

Kasnaklı


sert rüzgarlar ile tanışmamıştı.bir esintiden öteye de gitmemişti tanışıklığı.
huşu ile birkaç melodi takılmıştı yeşiline. ve uzak bucaklardan birinde, dilden dökülen metih ile, kendisine duyulan özlem dilleniveriyordu.
gel zamanın git zamanın gelgitlerinden birinde,
bir bir devrildiler.. kaç zaman, kaç insan devirmiştiler, bilinmez halkalanmış gövdelerinde.
vesselam,
kahramanım; alımlı, ince mi inceydi.
dengesi bozuluyordu ya hani bir şeylerin, belki bir denge bulma sevdasıydı artık benliği, bir çocuğun elinde..
sahibinin her heyecanı, doğum günü dönümü olacak, belki eskisi gibi çetelesini tutamayacaktı ama, birden yaşlanacak, birden gençleşiverecekti.
el emeği göz nuru; boynunda uzun mu uzunca bir kement, dengeli mi dengeli bir hayata fora edildi.
"yaratmak böyle bir şey olsa" dedi ve seyreyledi rüzgarınca..


Hakan Karabulut

YAŞAM


YAŞAM

Bir ben varım

Bir sen…

Bu dünyada

Zaten yaşam dediğin

Mutlulukların değil midir?

Sevinçlerin kadar yaşama

Hüzünlerin kadar ölüme

Yakınsın.

Sense güzelim beni,

Ölümden uzaklaştıran,

Tek nedensin.

Sen benim son

Şansımsın…

Hayat misali!...